Kayıtlar

Haziran, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YANLIŞ BİR YOL

Resim
Orhan Veli , sahibi olduğu  Yaprak  dergisinde 15 Ocak 1949 tarihinde,  ‘Yanlış Bir Yol’  başlıklı yazısını kaleme alır. Yazının ilk üç cümlesi, Cumhuriyet devriminin aydınlanmacı felsefesinden bugünlere nasıl geldik sorusunun da özetidir adeta; şöyle der Orhan Veli: “Toplumsal hayatımızda iki üç yıldan beri gelişmekte olan bazı olaylarla bu olayları körükleyen bazı kimselerin, istemeye istemeye, memlekete kötülükler ettiklerini görüyoruz. Bu kötülükler günden güne artıyor. Cahil halkı avlamak isteyen fikir madrabazları, onun gerici tarafını alabildiklerine sömürmekten geri kalmıyorlar.” Yıl 1949 başıdır. Mustafa Kemal’in ölümünün ardından devrimin fikrinden tavizler vermeye başlayan CHP, koltuğu devrim karşıtlığının asıl cephesi olacak Demokrat Parti’ye devretmeye hazırlanmaktadır. Bir yıldan biraz zaman sonra, Demokrat Parti iktidarı başlayacak, halkın  ‘gerici tarafını alabildiğine sömürmek’ , sağ iktidarların devlet politikası halini alacaktır. Bu uğurda toplumu aydınlat

O, Yurttaş Olmak Sorumluluğu

Resim
Sovyetler Birliği yıkıldığında, dünyamızın egemeni, bir büyük gücün şımarıklığıyla yeniden hesap yaparken, akıl hocaları –hem de yüksek sesle- bundan sonrasını ilan ettiler geri kalanlarımıza: Tarihin Sonu dediler, Medeniyetler Çatışması dediler. Egemenliğimizi güçlendirmek için, toplumların kendi içlerindeki bağları aşındıracağız, yurttaşlık bağını unutturup, ‘mikro’ meselelerde insanları birbirine düşürecek; böylece egemenliğimizi perçinleyeceğiz, dediler; etnik kimlik, mezhep, tarihi meseleler ardı ardına sıralanırken, onlar birbirini yiyecek, biz asıl lokmayı yutacağız… Gizli saklı yapmadılar bunu, kitaplara yazdılar; okuduk, yine de düştük tuzağa. Bugünümüz, oralardan başlar… Şimdilerde, Siyasal İslam’ın sermaye destekli temsilcisi bir iktidar, kendi vatandaşlarının oyunu-iradesini yok sayıp, demokratik seçimleri iptal ederken; ülkenin sosyalisti ve Kemalisti, Dersim mi, Tunceli mi diye birbirine hakaret edip, tehditler savuruyorsa, hep o tuzağa düşmüşlüktendir örne