Kayıtlar

Haziran, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İLHAN SELÇUK VE ATATÜRKÇÜLÜĞÜN ALFABESİ

Resim
Sosyalizmin temel prensiplerini, herkesin anlayabileceği bir üslupla anlatan ve  ‘Sosyalizm, gerçekleşmeyecek bir düş değildir. Toplumsal evrim sürecinde bir ileri adımdır.’  diyen Leo Huberman’ın, Sosyalizmin Alfabesi adlı kitabı, kendisini solda tanımlayan ve okuyan her bireyin kitaplığına bir şekilde girmiştir, bugün de halen çok satılmaktadır. Atatürkçülüğün temel prensiplerini, hem herkesin anlayabileceği yalınlıkta kaleme alıp, hem de tarihsel örneklerle daha anlaşılır kılan İlhan Selçuk’un, Atatürkçülüğün Alfabesi adlı kitabı, bugün ancak sahaflarda bulunmaktadır. Ve inanın, sadece bu durum bile, içinden geçtiğimiz günlerin karanlığını gerekçelendirmemiz için güçlü bir veridir. Dün ölüm yıl dönümünde bir kez daha saygıyla andığımız İlhan Selçuk, artık sadece sahaflarda bulunabilen bu kitabında bakın neler diyor: “Atatürkçülük demek, Türk devletinin bağımsızlık temeli üstünde Türkiye’nin gerçeklerine uygun milli solculuk demektir.” “Atatürk, bir bağımsızlık savaşının

İSTERİZ Kİ, KAVGA EDERKEN SIRTIMIZI DAYADIĞIMIZ DOSTUMUZA GÜVENEBİLELİM

Resim
AKP gibi bir siyasi parti, Tayyip Erdoğan gibi bir siyasi lider, şayet iktidarda oldukları ülke Türkiye olmasaydı, çoktan o iktidar koltuklarından inmiş, kuvvetle muhtemel siyaset sahnesinden de çekilmişti. İktidarları koltuklarında tutanlar, kendi seçmen tabanları ve iktidar gücünü kullanma yetileri olduğu kadar, karşılarında konumlanmış muhalefetin gücü, örgütlülüğü ve siyaset bilincidir de. Ülkemizde iktidar – bahsettiğimiz ilk kısmı – kendi üzerine düşeni yapıyor. Ama yetmez! Hukuku, demokrasiyi, adaleti, ülke değerlerini, ekonomiyi, toplumsal yapıyı, insan yaşamını, özgürlüğü bu denli hiçe sayan bir iktidarın bu uzun ömrünü sadece buna bağlayamayız. Eninde sonunda dönüp, muhalefeti mercek altına almalıyız. Bizlerin, iktidar karşısında mücadele etmemiz kadar muhalefete de eleştiriler getirmemizin sebebi budur. Başta CHP’li dostlarımız olmak üzere, muhalif siyasi parti destekçilerinin bir türlü anlamak istemediği de budur. Böyle bir iktidarla, doğru bir muhalefet olmadan mü

GEÇ KALDINIZ KEMAL BEY…

Resim
Ana muhalefet partisinin görevi nedir? Önce iktidarın yanlış uygulamalarının karşısında olmak, dimdik durmak. Sonra, başta aynı düşüncede olduğu muhaliflerin ve giderek iktidar karşıtı bütün bir muhalefetin sesi olmak, onların yanında konumlanmak, onların sözcülüğüne ve yol göstericiliğine soyunmak. Ana muhalefetin görevi, iktidarın yanlışları karşısında, toplumsal muhalefete yön vermektir. Türkiye’de ana muhalefet partisi olan CHP’nin görevi nedir? Yukarıda saydık. Bunlara ek olarak CHP’nin kuruluşundan gelen bir de misyonu vardır: Atatürk ilkelerine ve cumhuriyete, bu cumhuriyetin değerlerine sahip çıkmak, bu değerleri daha ileri taşımak. Ama CHP, hem ana muhalefet partisi hem de Cumhuriyet devriminin siyasi taşıyıcısı olarak tüm görevlerinden sınıfta kalmış bir yönetim tarafından idare edilen bir siyasi partidir. Ve CHP böyle yönetiliyor diye, olan Türk halkına olmaktadır… Hatırlayın… Gezi direnişinin en önemli günlerinde ortaya çıkan ve çoğu gençlerden oluşan

ŞEMATİK SOL VE KURTULUŞ SAVAŞI’NIN ANTİEMPERYALİSTLİĞİ ÜZERİNE

Resim
Sosyalist kesimle, tarihsel olayları kendi içindeki gerçeklikleriyle değerlendirmek varken, bunu görmezden gelip, kuram kitaplarıyla değerlendirme kolaycılıkları konusunda anlaşamıyoruz. ‘ Şematik Sol/Şematik Solcu’ , Uğur Mumcu’nun kullandığı bir terim;  -bir kez daha-  ne kadar haklı olduğunu gösteriyor Uğur Mumcu. Anlaşamıyoruz, çünkü tarihsel gerçekleri kendi bütünlüğü ile değerlendirmezseniz, elinizdeki kitaba bakarak söylediğiniz ve aslında son derece doğru olan sözler dahi, sizi yanlış tespitlerden alıkoymaya yetmez. Geçtiğimiz günlerde Sol Haber Portalı’nda İlker Belek’in kaleminden dökülen yazı da buna bir örnek. Haklı olarak Lenin’e başvuran Belek, emperyalizmin; kapitalizmin tekelci aşaması olduğunu bize hatırlatıyor; bu nedenle, tekelci sermayenin işgaline son vermeyi hedef gütmeyen hiçbir mücadelenin antiemperyalist sayılamayacağını, yani antiemperyalist olunacaksa mutlaka sosyalist olunması gerektiğini; bu nedenle, sonrasında milli sermaye yaratılması amacına sar