TARİHİ SAVUNMAK…
Sabahın bu saatlerinde iyi güneş alan balkonuma çıkıp, kahvemi masaya koyup, kütüphanemden kitabımı alıp dönüyorum. Bazı kitaplar, insanın yüreğindeki ateşi canlı tutar, dönüp dönüp okumakta bu yüzden fayda vardır. İlk sayfayı çevirirken, bir güvercin gelip konuyor balkon demirime; ben, ürkmesin diye uğraşırken bakıyorum ki o iyice yerleşiyor yerine; peki, gel bakalım, beraber okuyalım: Diyor ki Ceyhun Atuf Kansu: “Türkçemizde, ‘Kul sıkışmayınca, Hızır yetişmez’ diye bir atasözü vardır. Uluslar sıkışınca da yiğitler yetişip gelir ki ulusun tarih bahçesinden, bir yeşil umut dalı gibi sürer o yiğit. Mustafa Kemal Atatürk de, Türk ulusunun ölüm kalım günlerinde, her bir güzel, kalıcı değerin kaynağı ulus kaynağından umut ve bağımsızlık testisini doldurup, çağdaş bir Hızır gibi çıktı geldi. ‘Dile benden ne dilersin?’ diye sordu Türk ulusuna. Yaşlı genç, kadın erkek Türk ulusu, yaralı gönlü, karalı günüyle seslendi ona: ‘Kurtulmak istiyoruz Mustafa Kemal Paşa!’ Mustafa Kemal Paşa,